24 Temmuz 2007 Salı

hayat bukadar basit

bazen başka insanlarla aynı fikirde olabiliriz




bende tam böyle düşünüyordum




aynı zamanda hissettim ve yaşadımda













ve margottan tan














Anladığım o ki Satürn transiti insanın bir tür gerçeklerle yüz yüze gelme durumu. Bu zamanda gerçekler o kadar da sıcak, neşeli ve çiçek desenli olmadığından, insanda bir soğuk duş etkisi, bir içine kapanma hissi ve hayat muhasebesi durumu hâsıl oluyor. Hatta okuduğuma göre bu süreçte akıllanıyoruz. Artık suçu hayata atmak yerine, yaptıklarımızın sonuçlarını olgunca kabul etme ve biz kimiz, neyiz diye sorma aşamasına geliyoruz. Buna tepki olarak bünyenin depresyona girmesi, hayatımda yanlış giden bir şeyler var, hissediyorum diye kırmızı alarma geçmesi de kuvvetle muhtemel.Satürn’ün transitini faydalı bir deneyime çevirmek de anlaşılan çocuk oyuncağı değil. ( Neredeyse 1,5 sene alıyor) Bu dönemde yaşadığımız deneyim her ne kadar sarsıcı ve yıpratıcı da olsa sanırım bu bize Satürn ya da Satürn’ü de kontrol eden çok daha kuvvetli bir güç tarafından sunulmuş bir şans. Evet, ilk başlarda bir duvara toslayıp kalıyorsun ama o duvar senin kendini sınaman, dinlemen ve eğer o sese şans vermeye karar verirsen değişmen (değişerek durman gereken yere gelmen) için bir fırsat.Tipik bir Satürn transit etti böyle oldu vakası mıyız, yoksa bu yaşadığımız düzende insan zaten dönüp dolaşıp bir yol ayrımına mı geliyor da astrologlar Satürn’ün günahını alıyor bilmiyorum. Bildiğim o ki, hepimize bir temize çekme fırsatı lazım, bir kampa girme, takkeyi önüne alıp düşünme, Hanya ve Konya ayırımında bir soluklanma… Ondan sonra baktık ki bizi çağıran bir ses duyduk ve kalbimiz tekrar atmaya başladı sanki elektroşokla hayata dönmüş gibi, işte bence o zaman tornistan zamanıdır. Satürn’ün yukardan bakıp, nihayet yola geldin kerata seni! Deme zamanıdır…Kaynak: Akşam Brunch eki, Aycan Saroğlu’nun Astrolog Barış İlhan röportajı.






....................................................................................................................................................
bunada katılıyorum ama ölüm diyorum hayatın en acıtanı gerisi gerçekten boş



hayat o kadar basit ki. Zorlaştıran, sorunları zaman zaman içinden çıkılmaz haline getiren hep bizleriz. Kendi beynimiz.
Biz istemezsek kimse bizi üzemez. İzin veren bizleriz. Sonra üzülen, pişman olan da.
Tılsımlı kelime sanırım “huzur.” Kendimizle, yaşadığımız gerçeklerle barışık olma halinin adı bu.


devamı
http://www.fikiratolyesi.com/

Hiç yorum yok: