20 Haziran 2008 Cuma

yazmakla ilgili gezginin derlediği özlü sözlerden

Freud bir yerlerde, kendisinin en iyi, orta karar bir ızdırap içindeyken çalıştığını yazmıştı.
Ben de bunun doğru olduğunu düşünüyorum.
Hafif bir keyifsizlik (rahatsızlık) hali - ister bedensel, ister zihinsel, ya da duygusal olsun - son derece yardımcıdır;
bence yazmak, şifa verici bir süreç olduğu için, ortada şifa verilecek birşey olmalıdır.

- Peg BrackenTıpkı silahlı soygunda olduğu gibi, yaratıcı düşünce için de bir miktar gaddarlık (acımasızlık, zalimlik) ve toplumdan bir miktar yabancılaşma gereklidir. -
Nelson
AlgrenHerkeste yetenek vardır. Nadir olan şey, bu yeteneği, sizi götüreceği karanlık yere kadar takip etme cesaretidir. - Erica JONG

Birkaç yıl önce Oliver Stone'un bir söyleşisini okumuştum. Söyleşide biraz yükseklerden uçuyordu ama temelde yazmak üzerine konuşuyordu. Bana yakın gelen bir şey söyledi. Aklımda kaldığına göre şöyle bir şey : "Bir şeye öfkeli değilsem yazamam.""Evet,işte bu!" diye düşünmüştüm. Benim savımın temelinde de bu yatıyor. Anlatmaya karar verdiğim öykü ne olursa olsun, bir serüvenle karşı karşıya kalan bir kahramanım var. Ancak öykünün ardında, bir görüş, bir soru, bir sorun ya da bana, kişisel olarak rahatsızlık veren bir deneyimim var. Bu benim savımdır. Yazarın savı. Bu sorunu nasıl çözerim ? Bütün öykünün işlevi, rahatsızlık duyduğum şeyleri irdeleme çabam olmalı....]Wendell Wellman Senaryo : yazarının yol haritası syf93saygılarımla. gio.

Hiç yorum yok: